İçeriğe geç

ÇOCUKLAR ÖLDÜ! VE BİZ ONLARI KORUYAMADIK!

Eylül 2024

ÇOCUKLARDAN GERİYE GÜNDEN GÜNE ÇÜRÜYEN TOPLUM KALDI!

Kendimizi nasıl avutacağız, biz katillerin katilleri? Neydi bıçaklarımızın altında ölümüne kan döken, dünyanın sahip olmuş olduğu bu en kutsal ve en kudretli şey: bu kanı kim silecek üzerimizden? Kendimizi temizlememiz için hangi su var? Hangi kefaret bayramlarını, hangi kutsal oyunları icat etmemiz gerekecek? (Nietzsche)

Fikir ve Sanat Atölyesi Derneği (FİSA) bünyesinde faaliyet yürüten FİSA Çocuk Hakları Merkezi’nin yayınlamış olduğu 2024 Ocak-Haziran ayını kapsayan “Çocuğun Yaşam Hakkı” raporuna göre yılın ilk 6 ayı içinde 343 çocuk “önlenebilir sebeplerden” hayatını kaybetti. Bu şu anlama geliyor: 343 çocuk, yeterli önlem alınsa ve korunabilseydi şu anda yaşıyor olabilirdi.

Raporun detayları şu şekilde; 34 çocuk devlet tarafından gerçekleştirilen yaşam hakkı ihlalleri ile öldü. Buna göre 1 çocuk zırhlı aracın çarpması, 1 çocuk mayın ve çatışma atıklarının patlaması ile öldü. 2 çocuk bakım hizmeti alırken, 7 çocuk eğitim hizmeti alırken, 2 çocuk orman yangınlarında, 13 çocuk sağlık hizmeti alırken, 7 çocuk sınır geçişi sırasında öldü.

Devletin ihmali yüzünden ise 309 çocuk öldü. Burada en çarpıcı başlık intihar. Rapora göre 2024 yılının ilk 6 ayında 32 çocuk intihar etti. Bireysel silahlanma sonucu 8, karşıt gruplar arasında çıkan çatışma sonucu 1 çocuk öldü. 17 çocuk şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun basına yansıyan haberlerden derlediği verilere baktığımızda ise, 2024 yılının ilk altı ayında en az 14 kız çocuğu ve 205 kadının erkekler tarafından katledildiği görülüyor. Öldürülen 14 kız çocuğunun 9’u anneleriyle birlikte öldürülmüş.

Devletin caydırıcı nitelik taşımayan cezalarından yüz bulan bütün sapıklar, katiller canilikte sınır tanımıyor. Artık duyduğumuz olayları, okuduğumuz haberleri algılamakta zorluk yaşıyoruz.

Bunun sebeplerine gelecek olursam siyasi iktidarı odağıma almam gerekecek. Ne de olsa 20 yılı aşkın süredir toplumu yönlendiren politikaları planlayan ve verdikleri söylevlerle Türk aile yapısını şekillendiren onlar…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ailelerimiz bizim için çok kutsaldır. Batı dünyası aile kurumunu yıktığı için temellerinden sarsılıyor.”

AK Parti Amasya Milletvekili Hasan Çilez, “15 Temmuz’da vatanımızı işgal girişimine hazırlanan üst akıl, şimdi de Türk aile yapısını hedef almıştır. Aile kurumunu çökertmek için LGBT başta olmak üzere bütün sapkın ideolojileri, düşünceleri içimize sokmak için faaliyet yürütüyorlar.”

Bahsedilen Türk aile yapılarında kadınlar, genç kızlar öldürülüyor, çocuklar istismar ediliyor ve biz bunların medyaya yansıyan kadarını biliyoruz. Acaba şu anda kaç evde kadınlar, genç kızlar, çocuklar şiddete uğruyor, istismar ediliyor? Bu ülkede kadınlar ataerkil toplumun erkeği üstün gören tutumundan dolayı doğdukları andan itibaren dezavantajlı oluyorlar. Kadının sindirildiği, şiddet gördüğü, çocukların istismar edildiği hiçbir aile yapısı kutsanamaz. Onların kutsal saydığı erkek egemen aile yapılarında din, gelenek-görenek gibi olgularla kadınlar, çocuklar korkutularak baskı altına alınıyor. Batı dünyasının aile kurumuyla ilgilenenler önce kendi oluşturdukları toplumun içinde neler olup bittiğine bakmalı. Ayrıca FETÖ için üst akıl tabirini kullanan Çilez’e şunu söylemekte fayda var: insanlar cinsel yöneliminden dolayı sapık olmaz. Asıl sapıklar 9 yaşındaki kız çocukları evlenebilir, baldızla zina yapmak nikâhı düşürmez diyenlerdir.

Bu karanlık zihniyetin meydana getirdiği bir olay yaşandı yakın zamanda. 21 Ağustos’ta Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran’ın 19 gün sonra cansız bedeni bulundu. Ancak Narin, bir ilk değil. Ecrin, Leyla, Sıla bebek.. Aile içi şiddetin, istismarın gün yüzüne çıkan örnekleri.

FAİLLER BU CESARETİ NE ZAMANDAN BERİ BULUYORLAR BİLİYOR MUSUNUZ?

Ensar Vakfı’nda 45 çocuk istismar edildiğinde dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, “Karaman’da ilk vaka ortaya çıkar çıkmaz hemen hukuki açıdan bakanlığımız müdahil oldu, bir kere olması karalamak için gerekçe olamaz.” dediğinde.

Dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 18 Kasım 2016’da, cinsel istismar suçunda mağdurla failin evlenmesi durumunda cezayı ortadan kaldıran yasayla ilgili “Bunlar tecavüzcü değil, bunlar cinsel istismar suçunu zorla işlemiş olan kişiler değil. Bunlar tamamen ailelerin ve küçüğün de rızasıyla yapılmış işler” dediğinde.

Potansiyel tüm sapıklara, tecavüzcülere cesaret verdiler. Bu makamlardaki kişiler böyle hassas konularda bu kadar rahat, pervasız açıklamalar yaparsa ve cezalar caydırıcılıktan uzak olmaya devam ederse maalesef ülkemiz bu tür can yakan olaylarla sarsılmaya devam edecektir.

Ülkelerin geleceğinin garantisi yeni nesillerdir. Bizim ülkemiz koca bir çocuk mezarlığına döndü. Her geçen gün yeni bir vahşetle uyanıyoruz. Devlet çocuklarına sahip çıkmalı, toplumda temelden bir dönüşüme gidilmelidir. Çünkü Nelson Mandela’nın dediği gibi “Bir toplumun asıl ruhunu en iyi gösteren şey o toplumda çocuklara nasıl davranıldığıdır.”

Kategori:Gündem

4 Yorum

  1. Zeynep Zeynep

    Bir kereden bişey olmaz diyerek kadınlarımızın, çocuklarımızın katline yol açtılar. Yaptıkları inanılmaz, kendi ailelerinden olsa bu masumlar dünyayı yıkarlar.

  2. Ayla Ayla

    Yazılarınızda sürekli toplumsal çöküşlerimize değinmeniz okunmanız için bir sebep, umarım her zaman tüm dürüstlüğünüzle böyle devam edersiniz Ceren hanım

  3. Büşra Büşra

    Türk toplum ve yapısının bu kadar değişmiş olması çok üzücü artık haberleri okumaya dayanamıyorum

Ayla için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir